“Lügat kitabı bir dilin hazinesi hükmündedir. Dil kelimelerden oluşmuştur ki bu kelimeler de her dilin kendine özgü bir takım kurallara uygun olarak oluşturulup kişinin isteğini anlatmasına yararlar. Bir dilin sermayesi kelimelerle dilbilgisi ve gramerinden ibarettir. Dünyada hiçbir insan düşünülemez ki dilin bütün lügatini bilsin ya da hepsini hafızasında tutabilsin. Yine pek az adamlar vardır ki dillerini tamamıyla kurallarına uygun olarak söyleyebilsinler. Bu hal ise her dilin içinde barındırdığı kelimelerden zaman geçtikçe bir kısmını unutup kaybetmesini ve kendine mahsus kurallarına uygun olmayan bir şekilde söylenerek fesahatten mahrum kalmasını ve kısacası geniş ve fasih iken, dar ve yanlış bir dil olması sonucunu doğurur. Lisanları bu geri kalmışlıktan koruyacak olan ancak edebiyattır. Edebiyatın yani ediplerin bu konuda edecekleri hizmetin ilk adımı ise lisanın mükemmeliyetini oluşturan kelimelerini ve fesahatini mucip olan kurallarını en iyi şekilde muhafaza etmekten ibarettir. Bu iki şıkkın birincisi lisanın bütün lügatini içeren mükemmel bir kamus ve ikincisi dilbilgisi kurallarını ve gramerini içine alan muntazam bir dilbilgisi ve gramer kitabı vücuda getirmekle hasıl ve mümkün olabilir…” (Şemseddin Sami) Tanıtım Metni