Bu kitap; insanın, bilimin ve bilimin insana öğretiminin doğasına en uygun yaklaşım olan yavaş eğitimi konu almaktadır.
Öğretim programı yetişmiyor diyenler lütfen derin bir nefes alıp bu kitabı okusun.
Öğrenme faaliyetleri, insanın kendi öğrenme hızında olmalıdır.
Sizi bu hızdan daha hızlı öğretmeye zorlayan her şey ileride öğrenme problemleriyle karşılaşmanıza neden olacaktır.
İnsanın her şeyi öğrenmeyi istemesi ve öğretmenin her şeyi öğretebileceğini düşünmesi ne büyük yanılgıdır.
Durup bir düşünmeye, yavaşlayıp kendi öğrenme ritmimizi fark etmeye çok ihtiyacımız var. İleri öğretmenlik serisinin bu ilk kitabında öğretmenlerin öğrencilerin kendi öğrenme hızlarını fark etmeleri gerektiğine vurgu yapıyoruz. Merak ettiğiniz bir konuda saatlerce çalışabilirsiniz ama merak etmediğiniz ve soru sormadığınız konularda ancak dinliyormuş gibi davranabilirsiniz.
Gelin öğrencilerimizi gün boyu dinliyormuş gibi davranmak zorunda olmaktan kurtaralım. Coşkuyla merak etsinler, uygulayarak öğrensinler ama hızlanmak zorunda hissetmesinler.
Başaramadığım bir deneyi defalarca yapabilme şansım varsa, anlamadığımda korkmadan soru sorabiliyorsam ve yüzeysel öğrenmek yerine derinleşme fırsatı veriliyorsa öğretmenim ileri öğretmenlik tekniklerinden yavaş öğretimi başarmış demektir.
Daha çok öğrenmek veya sayıca daha çok araştırma yapmayı değil de bir konuya odaklanabilmeyi gündeme getirmeyi hedefliyorum. Az çalışmayı değil; zamanın sınırlarını çizmediği, coşkuyla ve merakla ilerleyen eğitim çalışmalarını konuşmanın zamanı geldi.
