Jane Austen’ın ilk romanı Akıl ve Tutku yayımlanmasının hemen ardından büyük bir başarı yakalar. Dashwood kız kardeşlerin yetişkinliğe adım attığı yılları ve bu yılların duygusal çalkantılarını konu alan roman, yazarın kendi kız kardeşi Cassandra’yla ilişkisinden de izler taşır. Beyazperdeye defalarca uyarlanan Akıl ve Tutku, dönemin edebî eğilimlerinin tersine Austen’ın karakterlerini kadınlardan seçmesiyle de çağdaşlarından ayrışır. Akıl ve sağduyu timsali on dokuz yaşındaki Elinor ve tüm duyguları en yoğun haliyle yaşayan, duyarlılığıyla çoğu zaman en çok kendini harap eden on yedi yaşındaki kardeşi Marianne babalarının kaybının ardından yabancısı oldukları yeni bir hayata adım atarlar. Paragöz abilerinin onları sürüklediği yoksulluk, annelerinin kimi zaman hastalıklı bir hal alan duygusallığı, sonradan görme akrabalarının sığlığı ve karşı cinsin neden olduğu kalp kırıklıkları arasında genç birer kadına dönüşen iki kız kardeşin hikâyesi, zengin karakter çözümlemeleri ve Austen’ın zekâ pırıltısıyla süslenince edebiyat tarihinin en sevilen eserlerinden biri haline gelir. “Jane Austen’ın kıvrak zekâsı, üslubunun kusursuzluğuyla el ele tutuşuyor.” Virginia Woolf
Tanıtım Metni