“Tüm sesler kesiliyor bir an, sonra paldır küldür iniyorum merdivenlerden. Kat kat yükselip geride kalıyor apartman, kocaman, yüksek, yukarıda, babamla orada, tepede. Döne döne iniyorum, koşarak, paldır küldür, kat kat aşağı, yere, sokağa. Ufacık fırlayıp çıkıyor, karışıyorum kalabalığa, yürüyorum, yürüyorum, belki de saatlerce... Nereye gideceğimi bilmiyorum, düşünmüyorum, yürüyorum, kalabalıkta, erimiş, karışmış, un ufak yürüyorum, düşünmüyorum, bakıyorum safi...” Dediğim dedik babasının evden kovduğu öksüz, Adam. Herkesin hayranlıktan gözlerini alamadığı güzeller güzeli Yıldız. Devrimci, önder, has adam, Arkadaş. Büyük aktör, haza beyefendi Amca. Büyük düşünür, insanların dert ortağı Roman Yazarı. Büyük yatırımlar peşindeki Belediye Reisi. Hukukun büyük üstadı Hoca. Dürüst, kendi halinde Balıkçı ve onun küçük oğlu. Ve birbirine farklı mesafelerde bulunan bütün bu insanları buluşturan beklenmedik kalp krizi. Yaman Koray, farklı ekonomik ve kültürel ortamlardaki insanları gözlemliyor. Yardımseverlik, ikiyüzlülük, korkaklık, döneklik, nefret, sevgi, kıskançlık, samimiyet, cesaret… insanların birbiriyle arasındaki iletişimi yaratan her bir duyguyu, tepkiyi irdeliyor, yüzlerindeki badanayı kazıyıp çıkarmaya uğraşıyor.
Tanıtım Metni