İslam âlimleri, hicrî birinci asırdan itibaren İslam Dini’nin daha iyi anlaşılabilmesi için çalışmalar ortaya koymuşlar ve bunun neticesinde de çeşitli ilim dalları teşekkül etmeye başlamıştır. Hadis/Sünnet, İslam’ın Kur’ân’dan sonra ikinci kaynağı olması sebebiyle özel bir ilgiye mazhar olmuştur. Bundan dolayı, ilk ortaya çıkan ilim dallarından birisi de Hadis olmuştur. İslamî ilimler arasında önemli bir yere sahip olan Hadis, sahâbe döneminden itibaren büyük çalışmaların ve gayretlerin olduğu bir dal haline gelmiştir. Peygamber’in (s.a.v.), Kur’ân’ın hem mübelliği ve aynı zamanda da müfessiri ve mübeyyini olması hasebiyle, “O’nun sözleri, davranışları ve ikrarları” demek olan Sünnet’e ilgi hep canlı kala gelmiştir. Peygamber’in (s.a.v.) hadislerinin/sünnetlerinin kaybolmaması için olağan üstü bir çaba gösterilmiştir. Bu süreçte hadisler, bir kısmı yazıyla tespit edilmiş olsa da öncelikle şifahen nakledilmiş, daha sonra da yazılı olarak nakledilmeye başlanmıştır. Hicrî ikinci asra gelindiğinde artık hadisler toplanmaya ve tedvin edilmeye başlanmış ve ilk meyvelerini de vermeye başlamıştır. Hicrî üçüncü asırdaki tasnif dönemine kaynaklık etmesi bakımından, bu dönemde yazılmış olan hadis kaynakları büyük bir önem arz etmektedirler. Başta sahâbe olmak üzere, tabiûn ve etbau’t-tabiîn, adeta hayatlarını hadis/sünnet malzemesinin toplanması ve tedvinine vakfetmişlerdir. Bu olağan üstü çalışmalar neticesinde, hicrî ikinci asrın ortalarından itibaren sahife, cüz’, câmi’, müsned, muvatta’ türlerinde eserler meydana çıkmıştır. Bu dönemde eser veren âlimlerden birisi de çalışmaya konu olan Süfyân b. Uyeyne’dir. Süfyân, günümüze kadar ulaşmamış olsa da kaynakların delaletiyle varlığını öğrendiğimiz “el-Câmi’ isimli eseri, Ebû Yahya Zekeriya b. Yahya rivayeti olup, Sa’d b. Abdilhamid es-Sa’denî tahkikiyle neşredilen “Cüz’ü Süfyân b. Uyeyne” ve Ahmed Salih Muhayirî tahkikiyle de neşredilen “Tefsiru Süfyân b. Uyeyne” adlı eserleriyle bu dönemin en velûd âlimlerinden biri olduğunu göstermektedir.
Tanıtım Metni