Tuba Ayşe Özgür, ilk romanı Büyü Bozumu ile edebiyat dünyasına güçlü bir şekilde giriyor. İlk romanı olduğuna bakmayın; ince ince seçilmiş kelimeler, kadın duyarlılığı ile kurulmuş cümleler görüyoruz her sayfada. Kadın duyarlılığı; acıyla, korkuyla, sevinçle, mutlulukla birleşiyor ve bizi kahramanımız Yaz ile birlikte bir yolculuğa çıkarıyor. Bazen Yaz’ın yolculuğunda kendimizi bulup kendi içimize doğru yürüyoruz nefessiz. Sonra Ayşe Nine kulağımıza fısıldıyor usulca. Sarı Kadın, bilgeliğiyle yol gösteriyor kadınlarına. Romanın her sayfasında burnumuza gelen çay kokusu, bazen içimizi ısıtıp umut verse de bazen de buruk bir tat bırakıyor damağımızda. “Bu bir aile geleneğiydi. ‘Aşk Çayı’ demini aldığında kokusunu içine alır, derin bir nefes çeker; şimdi, şu andan itibaren geçmişten gelen, bilerek ya da bilmeyerek edindiğim tüm olumsuz duygu ve düşüncelerden özgürleşiyorum. Sevmeyi ve sevilmeyi seçiyorum, diye duamızı ederdik.” Roman bittiğinde, biz artık eski biz değiliz. Ne zaman demli çay kokusu alsak, aklımızda dua sözleri, yudumluyoruz çayımızı. Yaz’la bu yolculuğa çıkmadan önce kehribar rengi bir çay koyun kendinize. İyi yolculuklar…
Tanıtım Metni