Şiirin silah yapıldığı bir dünya, dansla özgürleşir mi? Yapay zekâ, küresel salgınlar ve nanoteknoloji gibi, dünyanın yeni olanaklarına ve felaketlerine karşı insana, insanlığın kadim tarihine ve insan iradesine tutunan, yeni başlangıçların ve umudun meşalesini taşıyan yeni nesil bir bilimkurgu... Sabri Safiye yeni romanında okuru, uzay boşluğundan dünya uygarlığının dehlizlerine uzanan sıradışı bir yolculuğa çıkarıyor! Tek merkez tarafından yönetilen ileri bir dünya düzeninde, “insan” kalmanın olanağını sorguluyor. Uzaydaki bir kapsülde gerçekleşen sürpriz tanışma, hem geçmişin kadim bilgilerinin geleceğe aktarımı, hem de Tanrıça İnanna’nın dansının esrarının çözümü için çarpıcı ve aydınlık bir yol açıyor... Kaç kişiydik? Öncesi hâlâ karanlık! Daha önemlisi, ben kimim? İşte şu mavi gezegenden geldim; ama neresinden? Benim Dünya üstünde bir yerim olmalı; bir kıta, bir şehir, bir ev? Hepsini roket hızıyla geride bırakmış gibiyim. Bir refleks olarak dikkatlice gezegenin yüzeyini tarıyorum. Sanki görünce hatırlayacağım! Kendimi acınacak derecede komik bulup vazgeçiyorum hemen. Yörüngede dönüyorum herhalde. Hızım ne kadar? Ne kadar olursa olsun, bir süre sonra kayan bir yıldız olarak atmosfere girip birinin dileğini havada yakalayacağım. Ben romantik biri olmalıyım, öyle ya da böyle.
Tanıtım Metni