"Bir mumu söndürdüğümüzde ışığı nereye gitmektedir?"
Kadın sorunsalı hakkında söyleyecek çok sözü var Yıldız Ramazanoğlu'nun. Ne ki, konuyu cinsiyetli olmayan bir insanlık ve vicdan düzlemine taşımanın daha insaflı olacağından yana.
İşe; Avrupalı düşünürlere atıfla, 3. milenyumda dünya insanının temel kriter yitimini tespit ederek başlıyor: "Şu anda en kaygı verici olan şey; bütün tarihimiz boyunca toplumsal çıkarlar da dahil olmak üzere her şeyin üzerinde bir şey olduğu -din, millet, devlet, toplumsal mücadele, sınıf çatışması, sınıfların/sömürgelerin özgürleşmesi- düşüncesiyle yaşadık. Her zaman için 'iyi'nin ve 'kötü'nün bir tanımı, toplumsala hükmeden bir ölçüt vardı. Bu ortadan kalktı."
Ramazanoğlu hem edebi hem metodolojik üslubuyla, iki arada sıkışmış ama kurtarılmaya karşı koyan kadınların sesini taşıyor satırlara. Türkiye ve dünyanın kamusal alanlarından, sokak aralarından, ev odalarından, yadsıdığımız ve kanıksadığımız durumları, zaman zaman grafiti sertliğiyle göz önüne koyuyor. Bunu yaparken modernleşme ve gelenek arasındaki duvar çatlaklarını sıvayıp örtmeye girişmiyor.
"Modern yaklaşımlar, ayıklanamayan kimi geleneksel tortulan yerinden etti, evet, din adına ortaya konan adaletsizlikleri teşhir etti, çok da iyi oldu böylesi, fakat züccaciye dükkanına giren bir fil misali iyi, doğru ve güzel olanı da alıp götürdü."