Türkiye’de farklı ekollere mensup birçok araştırmacının üzerinde uzlaştığı nadir isimlerden biri olan Claude Cahen’in bu kitabı sosyal ve kültürel tarih üzerine yazılmış klasik eserlerin başında gelir. Cahen, ilkin İslâm toplumlarının gelişim ivmesini harfiyen takip ederek İslâm öncesi ve sonrası toplumların yaşayış ve geleneklerini çözümlemektedir. Kitap boyunca sıkı bir neden ve sonuç zincirinden yazarın kopmadığını görürüz. Tarihsel gerçekler, dil ve terimler konusunda fazlasıyla hassas bir yaklaşım vardır. Birbirinden farklı İslâm toplumlarında en küçük ilişki ağlarının daha karmaşık, güç ve rekabete dayalı büyük yapılara hangi koşullarda evrildiğini göstermek tarihçilik mesleğinin ustalıkları arasındadır. Cahen’in temel yaklaşımı da sabit ve dogmatik tezlerden hareket etmek kesinlikle değildir. Bunun yerine kurum ve yapıları araştırmak, gündelik hayatın ta kendisine eğilmek, ekol ve mezhepleri çıkış koşulları içinde değerlendirmek, o dönemdeki toplumların ayırt edici özelliklerinin altını çizmek ve ihtiyaçlara göre uygarlığın içsel dinamiklerini tespit etmek daha kayda değerdir. Böylelikle tıpkı günümüzdeki gibi, yüzyıllar öncesinde de son derece somut ve canlı bir etkileşimin var olduğunu kavrayabiliyoruz. Esasen bu çalışmada Claude Cahen’in bir tez olarak okura sunduğu şey, nasıl ki modern zamanlarda Batı tüm dünyayı etkisi altına alan gelişmelerden geçmişse, Doğu toplumları da kısmi ölçülerde benzer bir süreci deneyimlemiştir. Bu yönüyle kitapta filizlenen ve modern döneme zemin hazırlayan birçok parlak gelişmeyle art arda karşılarız: Şehirleşme, mimari, tarım, ticaret, hukuk, vergi sistemi, Batı’ya aktarılan çeviriler ve felsefedeki canlı tartışmalar akla gelen ilk örneklerdir.
Tanıtım Metni