Sokrates’in ünlü sözü şöyledir: “Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değer değildir.” Felsefe, insanın hem kendi yaşamını hem de gerçekliğin doğasını sorgulamasını sağlayarak hayatı yaşamaya değer kılar. İşte, yaşama anlam veren bu anlama ve sorgulama girişiminin kökeni Antik Yunan’da yatmaktadır. Gerçekliği sistematik bir şekilde incelemeye ilk başlayan ve bugünkü bilimin de temelini atanlar Antik Yunan filozoflarıdır. “İyi ve kötü nedir? Bunlar insan aklının bir ürünü müdür yoksa aşkın bir gerçekliğe mi dayanır? Erdemli bir yaşam nasıl olur? Gerçeklik, sadece maddeden mi ibarettir yoksa maddenin ötesinde bir gerçeklik var mıdır? Nedensellik nasıl işler? Bir inancı doğru kılan, onu bilgiye dönüştüren kıstaslar nelerdir?” gibi soruları ilk kez onlar sormuş ve yanıtlamaya çalışmışlardır. Bu nedenle bu filozoflar, aradan geçen binlerce yıla rağmen ilgiyi halen hak etmektedirler. John Marshall, Kısa Antik Yunan Felsefesi Tarihi’nde bize büyük Antik Yunan filozoflarını tanıtıp, onların sorduğu soruları ve bunlara verdikleri yanıtları aktarıyor, bizden uzun zaman önce yaşamış insanların bize nasıl rehberlik edebileceğini gösteriyor.
Tanıtım Metni