Bu romanın amacı sadece hikâyenin başkahramanı Kusay’ın hayatını ve Mekke devrimini nasıl yaptığını anlatmak değildi kuşkusuz… Romanın insan kahramanı “Kusay” ama mekân kahramanı “Mekke”dir. Mekke’deki tarihi değişimin arka yüzüdür. Romandaki kutsal kahraman “Kâbe”dir. Kâbe’nin kutsallığı ve dini değerinin siyasi ve ticari arka plana bağlı olarak geçirdiği başkalaşımdır. Ve hikâyenin geçtiği zaman İslam Tarihi’nin karanlık bodrum katı olan “Cahiliye Dönemi”dir. Bir kısmı reddedilen, bir kısmı da İslam’a devreden yönleriyle ayrıntılı bir “Cahiliye Dönemi” betimlemesi yaparak o döneme ışık tutmaya çalıştım. Olayların arasını doldurabilmek için bazı kurgular yapsam da “Cahiliye Dönemi”ne dair betimlemelerde kaynaklara sadık kaldım. Kaynaklarda geçmeyen veya rivayetlere dayanmayan bilgileri paylaşmamaya gayret gösterdim. Sadece bu bilgileri kendi bakış açıma göre hikâyeleştirerek sundum. Bu nedenle romanın sonuna yararlandığım kaynakları da ekledim. Romanda “Fil Hadisesi”nin genelde bilinenden farklı bir şekilde hikâyeleştirilmesinin okuyucuyu şaşırttığını tahmin edebiliyorum. Bu yüzden “Fil Hadise”si hakkındaki mülahazamı da ortaya koymalıyım. Fil Hadise’sine neden böyle bir kurgu yaptığımın anlaşılması için dört şeyin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum: 1-Arapların zihin yapısı. 2-Mekke’nin ticari konumu; Kâbe’nin, putperestliğin ve Kureyşin bununla ilişkisi. 3-O günkü dünyanın siyasi yapısı. 4-Kur’an’ın Araplara zihin yapıları, kültürleri, anlayış biçimleri ve içinde yaşadıkları ticari, dini, siyasi konjonktüre bağlı olarak -bunu dikkate alarak- tercih ettiği hitap tarzı.
Tanıtım Metni