Tarih boyunca devletler madenlerin işletilmesi ve mülkiyeti hususunda farklı politikalar uygulamıştır. Madenlerin ekonomiye en verimli bir şekilde kazandırılması ve madencilik faaliyetlerinin denetlenmesi adına çeşitli kurumlar ve mekanizmalar ihdas edilmiştir. Gerekli yerli ve yabancı yatırımların elde edilmesi için çeşitli teşvikler, programlar uygulanmıştır.
Maden işletme ruhsatını alan kişi; uzun, zahmetli ve bir o kadar da masraflı olan madencilik faaliyetlerine girişme hakkına sahiptir. Madenci bu faaliyetlerini finanse ederken akla gelebilecek tüm hukuki yolları kullanabilecektir. Bu yollardan bir tanesi vardır ki, o imkân maden hukukuna özgüdür. Söz konusu bu yol, çalışma konusunu oluşturan "Maden İşletme Ruhsatından Doğan Hakların Rehnedilmesi" yani kanuni tabirle kısaca "Maden İpoteği"dir.
Öte yandan bu çalışma doğal kaynaklar hukukundaki diğer rehinlere de ışık tutma potansiyeline sahiptir. Bu bağlamda hem 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu uyarınca verilen arama ve işletme ruhsatları hem de 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu uyarınca verilen ruhsatlar üzerinde kurulacak rehinlerde de büyük çoğunlukla aynı hükümler uygulama sahası bulmaktadır. Dolayısıyla bu düşünce ile ipotek hükümlerinin hak rehinlerine nasıl uygulanacağının tespit edilmesi petrol ve jeotermal kaynak ruhsatlarının ipotekleri için de yol gösterici olacaktır ve bu sebeple büyük bir öneme sahiptir.