Kentsel alanlarda yerelin en küçük nüvesi olan mahalle, her daim güncel bir meseledir. Mahalleyi odağına alan ilk çalışmamızın ardından bu sefer pandeminin etkisiyle değişen yerel anlayışımızı sorgulamak ve gittikçe daha fazla dijitalleşen yaşamımıza ışık tutmak hedefiyle bu çalışma karşınızdadır.
Küresel bir salgına dönüşen Covid 19, yerelde kendisini özellikle kentlerde yoğun şekilde göstermiştir. Kentlerdeki çılgın kalabalık, salgın tehlikesiyle apaçık bir tehlikeye dönüşmüş ve kalabalıktan uzak, daha sessiz, daha doğal ortamlara duyulan hasret daha da artmıştır. Pandemi ve eve kapanma sürecinin ardından mahallelerde neler yaşandı, kaçış mı, sağlıklı bir duruş çabaları mı gibi bir çok etkiye yönelik irdelemeleri bu çalışmada bulabileceksiniz. Bununla birlikte kentsel alanların sağlık perspektifinden yeniden ele alınması ve daha demokratik kentsel yönetimlere mahalle ölçeğinden pandemi sonrası nasıl ulaşılabileceği tartışmaya açılmaktadır. Dijitalleşme üzerinden katılımcı mekanizmaları mahalle odağında tartışmaya açan yazılara da burada rastlayabileceksiniz.
Böylece kitapta, iki senedir hayatımızın her noktasına sirayet etmiş olan pandemi ve sonrası gelişmeler ışığında, değişen normalimize bakan yeni ve öncü çalışmaları okuyabileceksiniz.