Kırk yıldan uzun süredir hayvanların duygu ve davranışları üzerine çalışan Frans de Waal hayvan ve insan duygularının büyüleyici dünyasını keşfe çıkıyor.Mama’nın Son Sarılışı, biyolog Jan von Huff ile derin bağlar kuran bir şempanzenin ölümüyle başlıyor. Mama, ölmek üzereyken Van Huff gece vakti son bir sarılma için onu ziyaret etti. Bu olay filme alınmıştı ve tüm dünyada bu veda vakti büyük popülarite kazandı. Milyonlarca insan için, Mama’nın genellikle insanlara özgü olduğu düsünülen ancak bütün primatlar için ortak bir davranış olan kocaman bir gülümsemeyle güven verişi, profesörün sırtını okşayıp onu kucaklaması çok etkileyiciydi.Waal bu kitabında, insanların sevme, nefret etme, korkma, utanma, suçluluk duyma, neşelenme, iğrenme ve empati kurma gibi becerilere sahip tek tür olmadığını gösteriyor. Waal yüz ifadelerini, insan politikalarının ardındaki duyguları, özgür iradeyi, hayvan sezgilerini ve tabii ki Mama’nın hayatını ve ölümünü tartışmaktadır. Mama’nın Son Sarılışı, insan duygu ve davranışlarının evrimsel köklerini tartışmaya açmak açısından çok önemli bir yapıttır. Bu kitap dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olan Pen Amerika Bilim Ödülü’nü kazanmıştır.‘’Siz de bu kitabı okurken benim gibi kendinizi sevimli, şefkatli ve anlayışlı, kitapta ayrıntıları verilen şempanzelerin çok tanıdık davranışlarını taklit ederken bulabilirsiniz. Ama kaşlarınızı çatarken, dişlerinizi sıkarken ve onlar gibi kıçınızı kaşıdığınızda, belki de bütün bu davranışlarımızın sadece bizimle ilgili olmadığını hatırlayın.’’- Adam Rutherford – The Guardian
Tanıtım Metni