Miras hukukunun temel amacı, mirasbırakanın terekesinde bulunan mal ve hakların mirasçılar arasında paylaştırılmasıdır. Mirasbırakanın tek mirasçısının bulunduğu ya da hiç mirasçısının bulunmadığı hallerde, mirasın paylaşılması bir sorun teşkil etmez. Birden fazla mirasçının bulunduğu hallerde ise, paylaşma sorununun ortadan kalkması için mirasçıların önünde iki yol bulunmaktadır. Birinci yol, paylaşmanın açılacak dava sonucunda mahkeme kararıyla gerçekleşmesidir. İkinci yol ise, bu çalışmanın konusunu oluşturan anlaşma yoluyla mirasın paylaşılmasıdır. "Miras Paylaşma Sözleşmesi" olarak adlandırılan bu sözleşme, genellikle mirasın açılmasından sonra bütün mirasçıların taraf olması suretiyle kurulan bir sözleşmedir. Ancak miras paylaşma sözleşmesinin belirli şartlar altında mirasbırakanın sağlığında kurulabilme imkânı da bu çalışmanın temel konularından birini teşkil etmektedir. Diğer taraftan, miras paylaşma sözleşmesinin büyük oranda borçlar hukukuna tabi olması, Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen muhtelif hükümlerin bu sözleşmeye ne ölçüde uygulanacağı meselesinin ele alınmasını gerektirmiştir.
Çalışmanın konusu temelde maddi hukuka ilişkin olsa da, paylaşma sözleşmesine ilişkin davalarda görev ve yetki, sözleşmenin mirasçılar arasında görülen bazı davalara etkisi ve arabulucuk faaliyetleri bağlamında usul hukukuna da yer verilmiştir. Tüm bu incelemeler çerçevesinde, miras paylaşma sözleşmesi bakımından uygulamada ortaya çıkan sorunlara ve teorideki tartışmalara çözüm bulunmaya çalışılmıştır.