19. yüzyılın başlarında, Avrupa’da kimse güneşle ilgilenmez, şehirler aydınlatılmak, yataklar ısıtılmak, kazanlar kaynatılmak için toprağın bağrından çıkarılan yüzlerce ton kömüre bel bağlarken hayatı boyunca gölgelerde yaşamış bir adam, Augustin Mouchot adında bir mucit, yüzünü güneşe döndü… 1825 yılında bir kilit ustasının oğlu olarak dünyaya gelen Mouchot, hayatının ilk üç yılını yatakta geçirdi. Hastalıklar hayatı boyunca bedenini zapt ettiğinden, ona kalan tek sermaye zihni ve hayal gücüydü. Yıllar sonra, matematik öğretmeni olarak atandığı Alençon’daki yeni evinde bulduğu güneş ısısı üzerine yazılmış kitap ömrünü adayacağı fikrin ilk kıvılcımı olacaktı: Güneş ısısından faydalanmak, onu enerjiye dönüştürmek, bunu başaran bir makine icat etmek mümkün müydü? Miras ile tanıştığımız Miguel Bonnefoy bu kez tarih kitaplarında hak ettiği yeri alamamış bir dâhinin macera dolu yaşamöyküsüne odaklanıyor. Sanayi Devrimi’nden Paris Komünü’ne, zamanın son buluşlarının sergilendiği Paris Evrensel Sergisi’nden Eiffel Kulesi’nin yükselişine dek 19. yüzyıl Fransa’sının dönüm noktalarına yer veren, titiz bir araştırmanın ürünü bu romanında Bonnefoy, yalnızlığına ve hastalıklarına rağmen ideali uğruna çıktığı yolda yorulmaz bir tutkuyla yürümüş Augustin Mouchot’ya kıvrak kalemi ve sevilen üslubuyla yeniden hayat veriyor.
Tanıtım Metni