Okumak eylemi var olmasaydı uygarlık mümkün olur muydu? Yaygın okuma becerisinin yokluğunda toplumsal kurumlar hayal edilebilir miydi? Okumanın ilham verici, harekete geçirici, aydınlatıcı, bilgi verici gücünün toplumlara ve bireylere etkileri nelerdir? Okumak farklı zamanlarda ve farklı mekânlarda hangi anlamlara gelmiştir? Giderek dijitalleşen bir çağda okumanın rolü nedir? Okumanın ne olduğunu bildiğimizi düşünsek de aslında bu eylem, birçok yönden epey gizemli bir süreçler dizisi olmaya devam etmektedir. Okumanın sunduğu fırsatlar, bir taraftan siyasi amaçlar için desteklenmesine yol açarken, diğer taraftansa bazı iktidar odakları tarafından yıkıcı fikirlerle ilişkilendirilmiş; bu da tarih boyunca birçok yönden sansüre ve şiddete olanak tanımıştır. Okumanın önüne engeller getirmek isteyen odaklar insanların eğitimsiz bırakılması, yayıncılığın baskı altına alınması, kütüphanelerin ve eserlerin yok edilmesi, hatta yazarların ve yayıncıların öldürülmesi gibi yollara başvurmuşlardır. Yazar Belinda Jack, tüm bu bastırma girişimlerine karşın okumanın, yazar ile okur arasında işbirliğine dayalı bir eylem olduğunu ve asla tamamen kontrol edilemeyeceğini son derece sürükleyici bir dille göstermektedir.
Tanıtım Metni