Bu kitap, XVI. asırdan günümüze kadar geçen sürede Maveraünnehir’in hâkimiyetini Özbekler üstlendiğinden dolayı bugünün bölgesel olaylarının veya problemlerinin teşhis ve çözümü için XVI. asır Şeybânîler sürecinin sağlıklı tahlil edilmesi gerektiğini iddia etmekte ve bu maksatla bu asrın siyasî, askerî, idari ve iktisadî yapısını gün yüzüne çıkarmaktadır.
XVI. asrın ilk yıllarında İslam dünyası haritasının doğu tarafında hayat bulan yeni devletlerden birisi olan Şeybânî Özbek Hanlığı, XV. asrın ortalarında Altınordu Cuci (Coçi) ulusunun Özbek adını alan Türk-Moğol boylarının bir kısmının Cuci’nin beşinci oğlu Şeybân (Şîbân) soyundan olan Ebu’l-Hayr Han öncülüğünde Deşt-i Kıpçak’tan (Kıpçak bozkırı) göç ederek hızlı bir fetih politikasıyla hareket eden Özbekler tarafından Timurlu İmparatorluğunun bakiyesi olan Maveraünnehir toprakları üzerinde tesis edilmiştir. O kadar ki Şeybânîler, yaklaşık bir asır Maveraünnehir, Hârizm, Fergana ve çevresinde hüküm sürmüştür. Şeybânî hanları mezkûr asır boyunca bir taraftan hanedan içi bitmek bilmeyen taht mücadeleleri ile uğraşmışlar, diğer taraftan ise Safevîler, Kazaklar ve Bâbürlülere karşı sürekli savaş halinde olmuşlardır. Şüphesiz bu mücadele Şeybânîleri siyasi ve idari olarak zayıflatmıştır. Bu zayıflamayı, iktisadi olarak, doğu-batı istikametinde Maveraünnehir şehirlerinden seyreden kara ticaret yollarının eski önemini yitirip coğrafi keşiflerin de etkisiyle okyanus ticaretinin ve kuzey-güney yönündeki şehirlerin ön plana çıkması ile bölgedeki ırmaklarının mecralarını değiştirmesi hızlandırmıştır. İşte, bütün bunlar, XVI. asrın sonunda Şeybânî Özbek Hanlığı’nın bütün haşmetine rağmen tarih sahnesinden çekilmesini beraberinde getirmiştir.