Cahit Zarifoğlu’nun daha önce kitaplaştırılmamış yazılarının yer aldığı bu eser, onun ilk gençlik yıllarında, henüz on yedi, on sekiz yaşlarında Demokrasiye Hizmet, Gençlik ve Engizek gibi mahalli gazetelerde heyecanla yazdığı yazıların bir araya getirilmesiyle ortaya çıkıyor. Genç şair, okurlarını Maraş’ın sokaklarının, çocuklarının, gençlerinin, ihtiyarlarının, geleneklerinin arasından geçirerek şehrin damarlarında dolaştırıyor. Daha o yaşlarda şehrin ruhunun peşine düşen Zarifoğlu, Şehirde Köşe Bucak’ta, 1950’li yılların Maraş’ının sosyal ve kültürel meselelerine eğiliyor, çocuk ve gençlerin ilgilerini sorguluyor, şehrin meydanına yapılan çiçek tarhlarının güzelliğine dikkat çekiyor, tarihi dokusunun yitip gitmesini üzüntüyle karşılıyor ve belki de böylece onu ileride Türk şiirinin yıldızları arasına yerleştirecek o kendine has imgeler evrenini de kurmaya başlıyor. Şehir uyuyor, şair uyumuyor, yürüyor, görüyor ve yazıyor: Bu katarlar durmaksızın gider. Yollar, -insanların alnındaki gibi- iki kara çizik. Uğurlayanı olmayanlardan biri, uyur uyanır, bunları düşünür.
Tanıtım Metni