Üyelerinin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla kurulan sendikalar, yasal olarak kendilerine verilen görevler kapsamında yaptıkları faaliyetlerle sınırlı olarak kurulan ve yaptıkları faaliyet ve rollerle demokratik toplumun vazgeçilmez aktörlerindendir. Tarihsel olarak bakınca toplumların demokratik gelişmişlik düzeyiyle uyumlu olarak sendikal özgürlükler ve faaliyetlerin çeşitlenerek geliştiği, ülkemizde işçi, işveren ve memurların sendika kurdukları ve sendikal faaliyette bulundukları görülmektedir. Bu faaliyetler arasında öne çıkan faaliyetlerden birisi de Mahkemeler ve kurumlar nezdinde üyelerin hukuki temsilidir.İşkolu esasına göre yetkilendirilen sendikalar, üyeleri adına toplu iş sözleşmesi imzalama, çeşitli konularla ilgili eğitim faaliyetlerinde bulunma, ekonomik ve sosyal refahı arttırmaya yönelik kooperatif, konut, tatil, hak ve menfaatlerin korunması çerçevesinde hukuki temsil vb. faaliyetlerle çalışmalarını çeşitlendirmeye ve geliştirmeye çalışmaktadırlar. Üyelerinin hak ve menfaatlerini korumaya çalışırken ehliyetli olup olmadıkları konusu ülkemizde uzun süre tartışılmış ve çeşitli Mahkeme kararlarına dayanılarak farklı uygulamalar yapılmıştır. Söz konusu farklı hukuki yorumlar ve bu çerçevede verilen kararlar Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nca verilen nihai içtihadı birleştirme kurulu kararı ile sendikal faaliyet olduğu kesinleşmiş ve farklı kararların da bu şekilde önüne geçilmiştir.
Tanıtım Metni