“Şeyh Bedreddin 1359-1416 yılları arasında yaşamış bir Rumeli çocuğuydu. Şehzadeleri, padişahları eğitmiş, kitaplar yazmış bir fakihti. Vahdet-i Mevcutçu bir mutasavvıftı. Dünyanın insanlara değil, insanların dünyaya ve kâinata ait olduğunu savunan bir sufiydi. Adaletin ve ordunun en yüksek makamında bulunan bir kazaskerdi. İsyanlara ilham kaynağı olmuş; sürgünler, hapisler görmüştü. Deliorman’da tuzağa düşürülmüş, hileyle yakalanmış, sahte bir mahkemede yargılanmış ve 18 Aralık 1416’da Serez’de asılarak öldürülmüştü.”Bazılarına göre hain bir isyancı bazılarına göre erken bir aydınlanma önderi. Şeyh Bedreddin gibi karmaşık bir kişiliğin hayatının, düşüncelerinin ve takipçilerinin izini sürmek, gerçeği aramak çıkılabilecek en zorlu yolculuklardan biri. Nurdan Arca ödüllü belgeseli Simavnalı Bedreddin’in ardından bu yolculuğa kaldığı yerden devam ediyor. Geniş bir bakış açısıyla ve berraklıkla görmeye çalıştığı Şeyh Bedreddin’in yaşamında giderek daha derinlere dalıyor.“Şeyh Bedreddin felsefi mirasını yazdığı Varidat’ında 600 yıldır ne pahasına olursa olsun gerçeği aramaktan yanadır:‘Ey gerçeğin yolcusu umudunu kesme! Sen de tehlikeli yerleri aşarsın; sen de bu ışığı elde edersin.’Yeryüzünü aydınlatan işte o ışıktır.”
Tanıtım Metni