Allah-u Teâlâ’nın “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerden yiyin. Bu hususta azgınlık etmeyin. Yoksa gazabım üzerinize iner! Gazabımız kimin üzerine olursa o helâk olur” (Tâhâ, 81) emr-i ilâhîsindeki ‘tayyib’den murat ne? Gıda hususunda azgınlık nasıl olur? Tayyibattan yemeyenlere nasıl bir gazap iner? İşkence altında, hayatı boyunca gün ışığı görmeyen bir tavuğun et ve yumurtası tayyib sayılır mı? Ticârî glikoz ve fruktoz şurubuna yapay aroma ilâvesiyle arısız îmâl edilen sözde ballar helâl midir? GDO’lu mısırla beslenen, antibiyotik delisi olmuş sığırların eti ve sütü ile çocuklara bolca yedirilen muhtelif katkılı ve DDT’li çikolata ve gofretler câiz olabilir mi? İçinde onlarca zararlı katkı maddesi bulunan beyaz ekmek sizce tayyib vasfı taşır mı? İftar sofralarından bile eksik edilmeyen kolalı ve aromalı içeceklere alkol eklendiğini kaç kişi biliyor? Anne sütünde bile görülen GDO musibetiyle nasıl mücadele edilmeli? Helâl ve organik sertifikaları dert mi, derman mı? Bu liste uzar, hayatlar kısalır! Kemâl Özer, Kur’ân-ı Kerim’de emredilen tayyib gıdanın izini sürüyor. Gıdaların yanı sıra harsı ve nesli ifsad edici çabaların geleceğimizi nasıl etkilediğini irdeliyor. Yıllardır gönül rahatlığıyla yediğimiz “şüpheli” gıdaların ipliğini tek tek pazara çıkarırken sağlığı kaybetmemek için tertemiz tavsiyelerde bulunuyor. Dayatılan hazcı hayat tarzını reddediyor, bizleri an’anevî ve tabiî olanla yeniden buluşturuyor. “Ne yiyeceğimizi şaşırdık” diyenlere dosdoğru yolu gösteriyor.
Tanıtım Metni