Delphi'deki Apollon Tapınağı'nın girişinde altın harflerle bu cümle yazılıydı. Ben kimim? Nereden geliyorum? Nereye gidiyorum? Bu dünyaya gözümüzü açtığımız günden itibaren en çok merak ettiğimiz ve tanımaya çalıştığımız şey kendimiziz. "Ben kimim?" Bu soru küçük bir tohum gibi ruhumuzun toprağına düşüverir. Derken zihnimizde, ruhumuzda boy vermeye başlar ve zamanla dev bır çınara dönüşür. İlk insandan günümüze ve sonsuza kadar insanlar bu soruyu hep soracaktır.Eski bir efsaneye göre Kral Midas, kafasına takılan soruları sormak için uzunca bir süre bilge Silenos'u, ormanda kovalamış. Derken bir gün Kral Midas bir şekilde bilge Silenos'u izini bulup onu yakalamış. Kral Midas, bilgeye "İnsanlar için en ve en mükemmel şeyin ne olduğunu sormuş". Bilge, kralın bu sorusuna cevap vermek istememiş. Kral ısrar edip onu zorlayınca bilge önce gülmüş ve sonra da ona dönerek "İnsan için en iyi şey kendinin farkında olmaktır," demiş.İnsanın en büyük yolculuğu kendisine yaptığı yolculuktur. Kendini tanıdıkça güçlenir. Kendini tanıdıkça da zayıflar ınsan. Bu uzun yolculuğa kimi zaman bir oyun seyrederek kimi zaman bir roman okuyarak, kimi zaman da bir resme bakarak çıkarız. Bu yolculukta kendimizle yüzleşiriz. Duygusal, ruhani ve estetik olan sanat bizi kendi karmaşıklığımızla yüz yüze getirir. Bunun yeşerdiği en önemli alanlardan biridir tiyatro.Ünlü Ingiliz oyuncu Laurence Olivier "Tiyatroda aydan yükseklere uçtum, derin mutsuzluklara düştüm. Ama sonunda kendime dönmem, kendime inanmam ve kendimi dinlemem gerektiğine inandım" cümlesiyle bu gerçekliğin altını kalın çizgilerle çizer.Hayata, dünyaya, insana ve kişinin kendine bakmasını tiyatro metinleri üzerinden irdeleyen Gürol Tonbul, gözlem gücüyle, derin bilgisiyle ve sanatçı sezgisiyle bizi beklenmedik olanla yüzleştiriyor.-Yavuz Ekinci
Tanıtım Metni