İçinde bulunduğumuz yüzyıl, henüz çok başında olmamıza rağmen uluslararası göç hareketlerinin zirveye ulaştığı bir yüzyıldır. Devletler, ulusal ve ulus ötesi işbirlikleriyle göçe yönelik stratejiler ve birtakım politikalar geliştirmeye çalışmaktadır. Son dönemde hayli tartışılmakta olan göç politikalarının kitlesel göç hareketleriyle sınırlı kalmaması, Türkiye’de yerleşik hâlde bulunan ancak âdeta görünmez duvarlarla örülmüş olan Ahıska Türklerinin yaşadıkları sorunlara da sessiz kalmamamızı gerektirmektedir.
1944 yılında yaşanan büyük sürgün sonrasında Ahıska Türklerinin kaçınılmaz göç hayatı da başlamıştır. Farklı coğrafyalarda, zorlu koşullar altında yaşamakta olan Ahıska Türkleri için Türkiye, son duraklardan biri konumundadır. Elinizdeki kitapta kültürel ve tarihî ortaklıklarımızdan yola çıkarak Ahıska Türklerinin 1990'lı yıllardan günümüze devam eden Türkiye’ye göçüne değinilmektedir. Bu yönüyle yakın tarihli ve ayrıca güncelliğini koruyan bir göç olgusuyla karşı karşıya olan Türkiye üzerinden göç yazınına katkı yapılması hedeflenmiştir.
Çeşitli illerde yürütülen çalışma pratikleri ile hem yönetsel anlamda farklı toplumsal aktörleri içeren göç politikalarının üretilmesi ihtiyacı vurgulanmış hem de akademik araştırmaların uzağında kalan Türk soylu etnik bir grup adına farkındalık oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu kitabın, Türkiye'ye yerleşme amacıyla gelen Ahıska Türklerinin göç sürecinde yaşadıklarını, Türkiye’ye yaklaşımlarını ve Türkiye’nin de Ahıska Türklerine yönelik politikasını merak eden ve bu konuda çalışmak isteyen araştırmacılar için yol gösterici bir rehber olacağı düşünülmektedir.