Güvenlik ve jeopolitik, Uluslararası İlişkiler disiplininde çokça tartışılan temel kavramlardan ikisidir. Her kavram gibi disiplinin terminolojisinde yerleşikleşmiş bu iki kavramın da pratik gelişmeler temelinde değişime uğramaları, söz konusu tartışmaların sebeplerinden bir tanesini oluşturmaktadır. Nitekim siyasi tarihte epistemik kırılmalar yaratan II. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş, 9/11 Saldırısı, 21. yüzyıla damgasını vuran küresel göç gibi gelişmeler, güvenlik ve jeopolitik kavramlarının re-formüle edilmesi çabalarını beraberinde getirmiştir. Bu durum bir taraftan kavramsal içeriğin çeşitliliğini sağlamış ve söz konusu kavramların farklı veçhelerden ele alınmasını beraberinde getirerek olumlu bir etki yaratmış olsa da diğer taraftan kavramların içerikleri üzerindeki disiplinel oydaşmayı sarstığı için Uluslararası İlişkiler nezdinde terminolojik bir soruna da sebebiyet vermiştir. Güvenlik ve jeopolitik kavramlarının popülerleşmesi de kavramlara dair çalışmaların artması anlamında biri olumlu, diğeri kavramların “her şeyi” karşılamak için kullanılmaya başlanması ancak bu sebeple “hiçbir şeyi” karşılayamama tehlikesiyle karşı karşıya kalması olmak üzere olumsuz iki sonucu ortaya çıkarmıştır. Tüm bu noktalardan hareketle elinizdeki çalışma, sıralanan bu olumlu ve olumsuz etkilerin ayırdında olarak güvenlik ve jeopolitik kavramlarının hem teorik hem de pratik temelde irdelenmesine odaklanmıştır.