Piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerde ekonomik gelişimin sağlanması için, piyasa oluşumunda yer alan kişiler, şirketler ve firmaların adil yarışım (rekabet) kuralları içinde faaliyet göstermesi gerekir. Aksi halde iyi olan ayakta kalamaz. Bir başka anlatımla kötü iyiyi döver ve bir süre sonra kötü olan da ayakta kalamayacağından; ekonomik gelişim olumsuz etkilenir. Rekabet kurallarını işleten ülkeler çok daha sağlıklı ve üretken bir ekonomiye sahip olurlar. Rekabet hukuku kurallarının temel felsefesi bu anlayıştır.
Haksız rekabete karşı koruma öngören kurallar, daima fikri mülkiyet alanı için kullanışlı bir tamamlayıcı enstrüman olmuştur. Gerçekten de kimi uyuşmazlıklarda, fikri mülkiyet hakları doğrudan uygulanabilir veya fikri mülkiyet uyuşmazlığını verimli biçimde çözebilir nitelik taşımamaktadır. Haksız rekabete karşı koruma ilkeleri, önceleri, emek, sahip olunan itibar, şöhret ve karıştırma tehlikesine ilişkin kullanılırken, zamanla fikri mülkiyet haklarının gelişmesiyle tamamlayıcı bir rol de üstlenmiştir. Teknik olarak tescilli fikri haklara dokunmaz görünen, ticari sunum, yöntem, ürün ambalajı kopyalama eylemleri ile fikri mülkiyet hakları yakın bağlantı halindedir.
Kitap, son içtihatlarla güncellenerek hem fikri ve sınai haklan öne çıkan pratiğe dönük yönleriyle ele alıyor hem de haksız rekabet uyuşmazlıklarının genişleyen ' kapsamını inceliyor, bolca uygulama bilgisi sunuyor.
Konuyla ilgili tüm hukukçulara ve ilgili piyasa oyuncularına ciddi bir emek ve çalışma ürünü olan bu kitabı içtenlikle öneriyorum.