Biz Yavuz Dizdar’ı daha çok medyadan, kanser uzmanı ve beslenme konularında görüşler açıklayan doktor olarak tanıyoruz. Bu kitap onun çocukluğunu, mesleğini nasıl seçtiğini, aşklarını, işlerin üzerine nasıl kaldığını, yani yaşama nasıl baktığını anlatıyor. Oysa onun hassasiyeti gelecek, ama özellikle gençlerin geleceği. Mevcut sistemin getirdiği değişiklikler bugünün gençlerini ister istenmez işsiz ve belki de eşsiz bırakacak. Dolayısıyla bu kitap sağlıklı beslenme kitabı değildir, sistemin açmazlarını ve direnç noktalarını tanımlar. Kitabı tıpla ve doktorla ilişkisi olacak herkesin okuması önerilir. Ama bu kitap esas gençlere önerilir, çünkü bu durum özellikle gençlerin sorunudur. Ve en sonunda Yavuz Dizdar kendiyle olan ilişkisini de tanımlar: Sözleşme Kızartmayı bırakarak kanserden korunulmaz. Kanser tanısı konulan vakaların büyük bir kısmı kanser değil. Hastalık patlamasının bilinçli olarak yapıldığını düşünüyorum. Doktor öğrendiği her şeyi paraya çevirmeye çalışıyor. Şaşaalı hastane olması önemli değil. İçinde adam var mı sen onabak. 2050’de iki kişiden birinin otistik olması bekleniyor. Patronlar hile hurda bilen adamları işe almak istiyor. Özel üniversiteler büyük boy kreş gibiler. Kokoreç Avrupa Birliği’ne atılmış bir goldür. Pilicin kanserle ilişkisini Ulusal Onkoloji Kongresi’nde anlatmak istedim, kabul edilmedi. Herkes halkı suçluyor. Ama halk zaten biziz.
Tanıtım Metni