Yenilikçi öğrenme alanları, “bant sistemli fabrika” benzeri sınıfların yerine birden fazla kullanıma imkân sağlayacak şekilde tasarlanmış sınıfları temsil etmektedir. Yenilikçi öğrenme ortamları, öğrencilerin kendilerini dinamik ve öğrenmeye hazır hissettikleri yerlerdir.
Teknopedagojik öğrenmeler, teknoloji-pedagoji-alan bilgisi üçgeninde gerçekleşen öğrenmelerdir. Bu öğrenmelerde konuya ilişkin alan bilgisi, uygun pedagoji ile birleşir ve teknoloji ile desteklenir. Teknolojinin araç olarak kalması, üzeri çizilen bir noktadır. Geleneksel pedagojik yöntemler, ağırlıklarını devam ettirmekle beraber teknolojinin kullanımı ile güncellenmeye başlamıştır.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda yetişen kişilerin ne gibi becerilere sahip olurlarsa gelecekte bir adım daha önde olacaklarının tasnif edildiği kavrama “21. yüzyıl becerileri” denmektedir. Çeşitli kurum ve kuruluşlar, 21. yüzyıl becerilerini kendi öncelikleri ve amaçları çerçevesinde sınıflandırmışlardır. Bu sınıflamalar genel hatlarıyla iletişim, otonom davranışlar ve teknoloji başlıkları altında toplanabilmektedir.
Bu kitap, dört dersin müfredatının yenilikçi öğrenme ortamında teknopedagojik öğrenme çerçevesindeki uygulamasını ve değerlendirmesini içermektedir. Uzun soluklu bu deneysel çalışmada akademik başarı ve öğrencilerin 21. yüzyıl becerileri analiz edilmiştir.