Zehra’da 19. yüzyıl sonunda İstanbul’da geçen bir aşk, nefret ve intikam öyküsü anlatılır. Suphi, yanında çalıştığı tüccarın kızı Zehra’yı önce merak ederek hayalinde kurgular, sonra bir gül bahçesinde görerek ona âşık olur. Zehra da kendisine âşık olan Suphi’ye marazi bir düşkünlükle karşılık verir. Zehra ve Suphi’nin çalkantılı ilişkisi ve aşk ile nefret arasındaki gelgitleri kendileri dâhil çevrelerindeki herkesin yaşamını değiştirecektir. Nabizade Nazım’ın ölümünün ardından, Servet-i Fünun dergisinde “Servet-i Fünun’un romanı” olarak yayınlanan, kitap olarak basıldığında ise “mükemmel millî roman” olarak tanıtılan Zehra, modern Osmanlı/Türk edebiyatının şüphesiz en önemli yapı taşlarından biridir. Nabizade Nazım’ın bu eseri, Boğaziçi Üniversitesinde ders veren Deniz Aktan Küçük tarafından hazırlanmıştır. Editörlüğünü ise Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğretim üyesi Tülay Gençtürk Demircioğlu gerçekleştirmiştir. İlk kez 1896 yılında yayınlanan eserin bu baskısı, dönemin diline ve ruhuna olabildiğince uygun fakat günümüz okuru için de anlaşılabilir olması amaçlanarak yayına hazırlanmıştır.
Tanıtım Metni