Toplumların, bugünkü sorunlarına doğru tanı koymak ve akılcı çözümler üreterek etkili biçimde uygulayıp sonuç almak; geleceğe ilişkin düşlerini gerçekleştirmek için en kalıcı ve sürdürülebilir kaynağı, nitelikli insangücüdür. Nitelikli insangücü kaynağının oluşturulması, korunması ve geliştirilmesi; toplumun her bir üyesi, kurumu ve özellikle de bu konudaki politika yapıcılar ve uygulayıcıların ortak sorumluluğundadır.
Kuşkusuz, ülkelerin geleceği, gelecek nesillerin, gelecekteki yeterlikleriyle şekillenecektir.
Bunun da temel belirleyicisi, genel olarak eğitim sistemi ve özelde ise eğitim sisteminin kritik ögesi olan öğretmenlerdir. Öğretmenlik mesleğinin kaynağının, yetiştirilme sürecinin, atanma koşullarının, görevlerini gerçekleştirirken kendilerine sağlanan / sağlanmayan olanakların, karşılaştıkları güçlüklerin ve bu sürecin hemen her aşamasında gösterilen / gösterilmeyen toplumsal duyarlığın, öğretmenlerin gerçek gizilgüçlerini gönüllü ve özveriyle tam olarak ortaya çıkarmalarına etki edebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, idealist, yetkin gerçek öğretmenlerin öğretmen olmasına ve öğretmen kalmasına fırsat verilmelidir.
Öğretmen yetiştirmede temel sorumluluğa sahip Eğitim Fakültelerinin, sadece öğretmen adayı mezun ederek bu sorumluluklarını yerine getirdiklerini düşünmek yanıltıcı olacaktır. Çünkü, yakın olmayan bir geçmişten günümüze öğretmen gereksinimi, sadece niceliksel boyutu vurgulayan bir anlayışı çoktan aşmıştır. Artık temel amaçların başında akılcı ve uzun soluklu planlamalara dayalı, gereksinim duyulan/- duyulacak alanlarda, yeterliğin öncelendiği nitelikli öğretmenler yetiştirmek, geliştirmek ve değer bilmek gelmelidir.
Bu amaçla, Eğitim Fakültelerinin öğretmen yetiştirme çabalarında etkili olabilmelerine katkı sağlamak üzere, sistem yaklaşımı temelinde bir model geliştirilmiş, eğitimin tüm bileşenlerinin, özellikle de öğretmenler ve öğretmenliği önemseyen kişi ve kurumlara, karar vericilere yeni bir bakış açısı getirilmeye çalışılmıştır.
