Uygarlığın hikâyesini dikkatle okuyun.
O uzun hikâyede geçen bütün iyi kahramanların evrensel olay örgüsüne dönük en çarpıcı etkilerinin ‘hayatı değiştirme çabası’ olduğunu mutlaka fark edersiniz. İnsanı yücelten değerli çabalar, zamana ve mekâna yönelik tüm yapıcı eleştiriler, uygarlığı büyüten ve ilerleten bütün yenilikçi girişimler, insanın kendi kendine meydan okuyuşu ve keşifler…
Bunların hepsi, yarını iyileştirmek içindir.
Kendimizi geçmişe ait görmediğimiz, şimdiki zamanla geçinemediğimiz ya da ‘anı yaşamaktan’ kaçındığımız için değil, geleceğin bugünden ve geçmişten daha iyi olma ihtimali her zaman var olduğu için bu böyledir.
Her çağda, her iklimde ve hayatın her alanında böyledir: Bilimde, sanatta, ekonomide, siyasal yaşamda, kültürde ve eğitimde…
Geçmişte ve bugün…
Akıllı, onurlu ve iyi yürekli insanların derdi, hep yarını bugünden daha iyi, daha konforlu ve daha yaşanabilir kılmaktır.
Hiç kuşkunuz olmasın, gelecekte de böyle olacak.
Savaşkan İlmak, ‘Yarını İyileştirmek İçin’ adını verdiği üçüncü kitabında bir eğitimci olarak çevresinde gözlemlediği sorunları, kendi eylemine ve ürününe dönük özeleştirisini, öğretmenlik ve yöneticilik yaptığı 24 yıl boyunca farklı öğretim kurumlarında, ortaokul, lise ve üniversite düzeylerinde tanık olduğu iyi örnekleri; yine bu süreçte gazetelerde ve dergilerde yayımlanmış değerlendirmelerini, eleştirilerini ve çözüm önerilerini okuyucusuyla paylaşıyor. Bunu yaparken de öğretmenlikle eşzamanlı sürdürdüğü gazeteciliğin avantajlarını kullanıyor: Yazılarında kuru didaktizmden sıyrılıyor; edebiyatın ve bilimin birbirine uzak gözüken yörüngelerini şaşırtıcı bir ustalıkla buluşturan yalın metinler oluşturuyor.