Satır aralarında roman ve öykü yazma serüvenine kısmen değinilen ilk bölümde, yaratıcı yazarlık kavramına birçok açıdan bakmaya gayret edildi. İkinci bölümde; şairin çıkmazı, şaşkını, engeli, yorgunu, eleştirmeni, korkusu, benzeri başlıklarıyla şiir okurlarını, şair adaylarını, şiirin, şairliğin genel sorunları üzerine daha çok sorularla düşündürme yolu denendi.
Teknikler, ‘okuryazar’ı ‘okuyan ve yazan’; ‘okuyan ve yazan’ı da ‘yazar’, yani, okunabilir metinler üreten birey yapabilir. Güzel sanatlar bölümlerini bitiren herkesin bir ‘sanatçı’ sayılamayacağı gibi ‘yazma’ eğitiminden geçen herkesin de bir ‘yazar’, bir ‘öykücü’, bir ‘romancı’ olması beklenemez. Ancak güzel sanatlar eğitimi almış bir insanın sanata, yaşama, insana bakışında bir farklılık olduğu gibi yazma eğitimi alan bir insanın da yaşama bakışı, insanı algılayışı, kendini ifade edişi sıradan olmayacaktır. Öykü, roman yazmanın da yaratıcılık açısından diğer sanat dallarından farklı bir yerde durmadığı, bir gerçektir. Dolayısıyla teknikler öğretilebilir, yaratıcılık içinse bir `farkındalık` yaratılabilir. Fakat, şiir için durum oldukça farklıdır. Çünkü şiir; kuramdan teknikten öte, sezgiyle, esinle yazılabilecek, yaşanabilecek bir süreçtir. Sadece teknikle şair olunmaz; teknik tek başına kişiyi ancak konuya uzman kılar, öğretmen ya da eleştirmen yapar.